irpmedya @ gmail.com

Teknolojik gelişmeler hayatımızı kolaylaştırdı. Artık işlerimizi çok kısa zamanda halledebiliyoruz. Bilgiye çok kolay ulaşabiliyoruz. Mesafeler kısaldı, istediğimiz yere çok çabuk ulaşabiliyoruz. Elimizde telefonlar ile görüntülü görüşebiliyor artık hasret çekmiyoruz. Robotlar artık sadece fabrikalarda değil evlerimize kadar girdiler. Ev işlerinde çok zahmet çekmiyoruz. Her geçen gün hızla gelişen yapay zekâ teknolojisi bizi hayallerimizin çok ötesine taşıyacak gözüküyor.

Ancak bu teknolojik ilerlemeler daha sağlıklı ve mutlu toplumlar oluşturmadı. İnsanın iş yükü azalacağına giderek arttı. Sosyalleşme bile çoğunlukla çekilen video ve fotoğrafların atıldığı platformlarda olmaya başladı. İnsan nüfusu çoğaldı ama bireyler giderek yalnızlaştı. Mutsuzluk arttı. Şiddet arttı, katliamlar çoğaldı. İntiharlar, tacizler tecavüzler ve cinayetler sıradanlaştı. Gelişen teknoloji, giderek mutsuzlaşan ve vahşileşen bir insanlık oluşturdu.

Tüm bunlardan yaşam tarzlarımız da belirgin etkilendi. Sürekli artan baskı stres oranını arttırdı. Bu stres ortamında sigara ve alkol başta olmak üzere zararlı madde kullanım oranları arttı. İşlere yetişmek için yemek alışkanlığı bozuldu. Hızlı yemek gerekli görüldü ve dengeli beslenmeden uzaklaşıldı. Şişmanlık arttı. İş yerlerinde aşırı yorulan insanlar aktif bir yaşam tarzını bıraktı. Teknoloji sınırsız ve kontrolsüz büyüme eğiliminde olduğu için havamız kirlendi, suyumuz bozuldu ve ozon tabakamız delindi. Sonuç olarak teknoloji ile daha rahat ve sağlıklı bireyler olacakken ruhsal ve bedensel sağlığımız elimizden gitti. Bu yaşam tarzı kalp-damar hastalıklarında ve kanserde artışa neden oldu.

Günümüzün insanının en büyük problemi stresli bir yaşam sürmesidir. Stres direk olmasa da sigara ve alkol tüketimini arttırarak kanser gelişimine neden olmaktadır. Stressin ve teknoloji bağımlılığının neden olduğu uykusuzluk ciddi ve sık görülen bir sağlık problemi haline geldi. Uyku vücudun kendisini yenilemesi ve kansere karşı savunmanın oluşması için çok önemlidir. Günde 7 saatten az uyku hem kanser gelişim riskine hem de kalp damar sistemi bozukluklarına neden olduğu gösterildi. Uykusuz ve depresif insanların bir kısmında yeme alışkanlıklarında da bozukluk olduğu gözlemlenmiştir. Bu kişilerde obezite daha sık izlenmektedir. Obezite kanser için ciddi bir risk faktörüdür. Bozuk yaşam tarzına bağlı bozulan sağlık yaşam tarzını daha da bozdu. Oluşan kısır döngü kanser gelişimi riskini daha da arttırdı.

Çağımızın getirdiği yaşam düzeni ahlak duvarlarını da yıktı. Bunun oluşturduğu yaşantı biçimi cinsel yolla bulaşan hastalıkları arttırdı. Bu şekilde artan HIV, Hepatit virüsleri ve HPV enfeksiyonları kanser gelişimine neden olmaktadır. HIV’ın neden olduğu AIDS birçok organdan kanser gelişimine zemin hazırlar. Hepatit virüs enfeksiyonları kronik hale geldiğinde karaciğer kanser gelişimi riski vardır. HPV virüs rahim ağzı kanseri gelişimine neden olmaktadır. Hepatit B virüs ve HPV virüs enfeksiyonunu önlemek amacıyla geliştirilen aşılar kanserden korunmak için önemlidir.

Fabrika bacalarından ve araç egzozlarından salınan birçok kanserojen havamızı kirletmektedir. Aynı zamanda sularımıza da pek çok atık karışmaktadır. Çocuğumuzun oynadığı oyuncakta ve giysilerimizde kullanılan pek çok boyanın kanserojen olabileceği gösterilmiştir. Kozmetik ürünlerde ciltten emilebilen kansorejenler taşıyabilmektedir. Tarımda kontrolsüz kullanılan ilaçlar, genetiği oynanmış ürünler ve raf ömrünü uzatmak için kullanılan katkıların hepsi kansere ve sağlık problemlerine sebep olabilmektedir. Ozon tabakasında olan delinme sonucu zararlı Ultraviyole ışınları cilt kanserlerine neden olmaktadır. Güneş girmeyen eve doktor girerdi, şimdi aşırı ve korunmasız güneş doktorluk olmaya neden olur hale geldi. Ozon tabakasında oluşan deliğin düzelmesi için dünya çapında bir politika izlenmesi gerekirken, bireysel olarak bu ışınlardan korunmasını da bilmemiz gerekir. Çevre şartlarının düzenlenmesi uluslararası düzeyde ele alınması gereken bir hale gelmiştir.

Hasılı teknoloji ve sanayi derken doğal her şey bozuldu. Gelişmişlik hayatı kolaylaştırırken, sosyal hayat ve sağlık açısından problem oldu. Bu gelişmişlikten yararlananlar olmadı diyemeyiz. Amerika’nın ve Avrupa’nın elit kesimleri sanayi ve teknoloji gelişimini kendi yaralarına kullanmayı başardılar tabii. Ama bu ülkelerdeki alt tabaka ve üçüncü dünya ülkelerinin halkları ise maalesef aynı faydaları elde edemediler. Azınlık bir kesimin refahı için dünyanın geri kalanı maalesef ihmal edildi. Ne yapabilir, nasıl bu risklerden kurtulabiliriz. Ülke politikası olarak sanayileşmeyi medeni şartlar içerisinde başarmamız lazımdır. Çevreyi korumak nesilleri korumaktır bilinciyle hareket edilmesi devlet politikası olmalıdır. Böylelikle havası, suyu, toprağı ve ürünleri sağlıklı bir çevre oluşturmaya gayret edilmelidir. Çalışanlarımızın çalışma süreci içindeki streslerini en aza indirebilmeliyiz ki stresli bir toplum olmaktan kurtulalım. Sosyal hayatı rahat yaşayabilecekleri çevre düzeni ile yaşam şartları sağlanmadıkça toplum sağlıklı ve huzurlu olamayacaktır. Kişisel olarak temizliğe çok dikkat etmeliyiz. İşler yetişsin diye değil, ben iyi olursam işler yolunda gider mantığında olmamız gerekir. Toplumda belirli ahlaki değerlerin yeniden oturması ve sağlıklı yaşam şartlarının nasıl olduğunun anlaşılması için eğitim sistemimizde düzenleme yapılmalıdır. Sebze ve meyve tüketimine önem verilmeli dengeli beslenilmeye çalışılmalıdır. Egzersiz yaşamımızda yer almalıdır. Aşırı kilolu olmamak için hem beslenme hem de spor yapmak önemlidir.

Dünya düzeninin sağlıklı bir yapıya kavuşması şu an için zor görünüyor ama bireysel olarak tüm önlemleri almak zorundayız Günümüz şartlarının getirdiği yaşam tarzı maalesef kanser gelişimi riskini arttırmaktadır. Bu çevre ve şartlardan ayrı kalmamız mümkün değildir ama yaşam tarzını düzenlemek elimizdedir. Kendimiz ve çocuklarımız için elimizden gelenin en iyisini yapmalı ve yöneticilerimizden en iyiyi talep etmeliyiz