Bu yıl Cumhuriyetimizin 98. yılını kutluyoruz her yıl olduğu gibi büyük gurur ve onurla.
Bu 98 yıllık süreçte Cumhuriyet kadınlarının durumuna ve konumuna değinmek istiyorum.
Aslında bizim “Cumhuriyet Kadını” diye kategorize ettiğimiz kadınların neredeyse tamamının Kurtuluş Savaşında kağnıyla mermi taşıyan, Cumhuriyetin ilk yıllarında eğitimlerine odaklanan, yine cumhuriyetin ilk yıllarında büyük başarılara imza atan kadınlar olduğu gerçeği, maalesef ki son derece üzücü. Günümüz genç ve yetişkin kadınlarına baktığımızda, gençlerin tek derdinin sosyal medya olduğu, yetişkinlerin ise ya “rahat” bir hayat sürmek için ülke adına değer yaratmaktan, üretmekten vazgeçtiği ya da özellikle son yıllarda sıklıkla karşılaşılan mobbing yani psikolojik şiddete maruz kaldıkları için bezip iş hayatından uzaklaştıkları görülmekte. Bu durum da, Cumhuriyetin ilk yıllarında savaştan çıkmış bir ülkenin aydınlanmasında en büyük paya sahip kadınların günümüzde pasif kalarak içlerindeki potansiyeli köreltmelerine ve dolayısıyla büyük resme bakıldığında ülke ekonomisine, gelişimine, ilerleyip muasır medeniyetler seviyesine ulaşmasında katkılarının günbegün azaldığına kanıt niteliği oluşturmakta.
Elbette ki eğitim eksikliğinden dolayı, fırsatların azlığından dolayı, iş-özel yaşam dengesini kurmakta zorlanmaktan vb. sebeplerden dolayı aktif iş hayatında olmak yerine çalışmamak durumunda olan genç ve yetişkin kadınlarımıza ve evde olup da el yeteneği gibi Allah vergisi bir takım yeteneklerini kullanarak üreten yaratan kadınlarımıza bir şey demek haksızlık ve hadsizlik olur; ancak 2021 yılında bir Türk kadını olarak naçizane hayalim, her yaştan tüm kadının, ekonomik kaygısı olsun olmasın, bir şekilde elini üretim ve yaratıcılığa atması. Eğitiminiz eksikse mevcut eğitiminizle yapabileceklerinize odaklanın, mevcut eğitiminizle yapabilecekleriniz kısıtlıysa bireysel Allah vergisi yeteneklerinize odaklanın, el işi yapın resim çizin şiir yazın yemek yapın, iş yerinde psikolojik şiddete maruz kalıyorsanız savaşın, savaşmaya gücünüz ya da niyetiniz yoksa başka fırsatlar kovalayın, kovaladıklarınızı yakalayamazsanız da yine pes etmeyin öz yeteneklerinizi keşfedin onlara yoğunlaşın, eğitimi olsun olmasın, sermayesi olsun olsun olmasın, ama birikimleriyle ama aldıkları girişimcilik destekleriyle yeteneklerini konuşturup hem kendilerini geliştiren hem başkalarına istihdam sağlayan hem ev ekonomisine katkı sağlayan hem de ülke ekonomisine katkı sağlayıp tüm kadınlara örnek olan o kadar çok örnek var ki ülkemizde. Yeter ki boş oturmayın bir şeyler yapın. Maddi kaygınız yoksa ya da olsa bile çok bezmişseniz ve iş hayatına veda etmişseniz bile yapmaktan mutlu olduğunuz, sizi yansıtan sizin imzanız olan şeyler yapın. Yeter ki bu Cumhuriyete bir iz bırakın.
Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e her daim saygı, sevgi, özlem ve minnet ile.
Sevgiyle kalın,
Dr. Nilüfer Rüzgar