gulerdemirhan @ hotmail.com

Eşi benzeri olmayan efsane bir yılın son günlerini yaşıyoruz.

2020 yılı, yıllar geçse de hafızalarımızda ezber bozan halleriyle kalıcılığını koruyacak.

Mümkün olan en koyu renkle ismini not aldık. Hiç unutulmaz, endişelenmesin…

Önceki yıllarda olmadığı gibi okullar sezon ortasında kapandı, hiç alışık olmadığımız ders modeline geçtik, çeşitli eğitim yolları denendi, o olmadı diğer yönteme geçildi, olmadı bir başkasına…

Çaresiz kaldık…

Önce çare olarak her yeri kapattık; çarşı, pazar, AVM, kafe, restoran, lokanta, eğlence merkezleri, berberler, kuaförler, irili ufaklı tüm dükkanlar; fabrikalar yarı üretime geçti, bazıları tamamen üretime ara verdi, hafta sonları tam kapanmalar oldu, yasak öncesi izdihamlar, havada uçan tekmeler, yumruklar, luppolar…

Düğün, nişan ve her türlü törenler, kutlamalar iptal oldu. Düğün salonları kapandı.

Ramazan ayı pandemide iftar davetleri olmadan, camilere gidemeden teravihsiz, coşkusuz geçti.

Önceki ramazan akşamlarında dolup taşan Ulucami hüzünlü ve bomboştu.

Hac ve Umre iptal, Kabe boş…

Ramazan ve Kurban bayramlarını da sokağa çıkma yasağı ile yani bayramın özü olan akraba eş, dost ziyaretleri olmadan geçirdik.

Adettendir diye şekerimizi, kolonyamızı aldık ama bayramlık denen kıyafet alışverişine, hazırlığına hiç gerek bile kalmadı. Kimse kimseye gidemedi çünkü…

Kolonya demişken, tahtın asıl sahibi kolonya oldu bu süreçte…

Kolonyacılar şüphesiz en fazla bu dönemde kar yaptı.

Her ofiste, evde, arabada, hepimizin çantalarında bir limon kolonyası mutlaka yerini aldı.

Ve akla gelmeyen pek çok şey…

Üç ay böyle geçti…

Baktık olmuyor, yaz geldi vakalar da azalmıştı. Biraz serbest olalım bakalım nasıl olacak dendi.

Temmuz 1 itibariyle, kısıtlamalar kalktı, ufak ufak yeni normalimize döndük.

Adı “Yeni normal” di zaten. Eski normal çok geride kaldı.

Şükür yaz mevsiminde biraz nefes aldık ama yaz sıcağında da olsa maske, hayatımızın bir parçası haline gelmişti bile…

Bu ara kontrollü de olsa ufak ufak düğünler yapılıyordu. Masalarda seyrek oturuluyor, ikramlar kurallara uygun, takı gelin ve damada takılmıyor zarf içinde kutuya atılıyor. Düğünde süslü püslü de olsan maske kesinlikle takılıyor…

Buna şükür deniyordu, geçen üç ayda düğünler tamamen yasaktı ya, en azından bu kadar da olsa düğünler yapılabiliyordu.

Derken Ekim, Kasım…

Havaların soğuması, kapalı alanlara giriş, vakaların daha öncesinde görülmemiş şekilde rekor artışı yeni kısıtlamaları beraberinde getirdi.

30.000 civarı vakalar, 6.000 civarı hasta sayıları, 250 civarı günlük vefat oranları yeniden kafe ve restoranları kapattı.

Hafta sonu kısıtlamaları eskisi kadar sert olmasa da yeniden hayatımıza girdi.

Bu esnada komşu ve akrabalarda fazlasıyla kovitli haberlerini duymaya başladık ve “testim pozitif çıktı”  cümlesi, sıkça duyduğumuz bir film repliği gibi vazgeçilmezimiz oldu.

Korona sebebiyle kayıplarımız da çok oldu maalesef.

Komşu, akraba yakın çevre, uzak çevre…

Bazı ailelerden bir iki hafta arayla birkaç kişi vefat ediyordu…

Korona pek çok sevdiğimiz insanları aramızdan bir bir alıp götürdü.

Mekanları cennet olsun.

Üç aylık sıkı kapanma sürecinde üretime ara veren otomobil fabrikaları sayesinde, piyasada sıfır araç sıkıntısı yaşanmaya ve buna bağlı olarak da ikinci el araçların kıymetlenmesi yani fiyatlarının iki katı oranında artmasına sebep oldu.

Bu durum ekonomiye yansıyan en bariz bir durumdu, elbette  pandemi sürecinde ekonomi de fazlasıyla zarar gördü.

2020 nin şu son günlerinde kısıtlamaların etkisiyle günlük yeni vakalarda ve günlük hasta sayılarında düşüşler görülmeye başlandı.

Fakat günlük vefat sayılarında düşüş yok maalesef. Halen 255- 257 bandında seyrediyor.

Aşı söylemleri, denemeler, ertelemeler, ümitlerle bu yılı kapatacağız anlaşılan.

Diğer yandan İngiltere’den gelen mutasyon haberi, zaten olması gereken yerinde olmayan yüreğimizi ağzımıza getirdi.

Covid-19 un mutasyon geçirdiği, daha hızlı bulaşan ve daha çabuk öldüren boyuta geldiği ve hızla yayıldığı haberleri sadece bizim değil tüm dünyanın  korkusunu ve endişesini katmerledi…

Pandemi’nin ilk günleri ve sonrası kendimi gerilim filmi içinde gibi hissederdim…

Umarız 2020 ile birlikte bütün bu yaşananlar geride kalır. Yavaş yavaş da olsa eski güzel günlerimize geri döneriz.

Fakat öyle gözüküyor ki 2021’de gerilim filmi biraz daha devam edecek gibi…

Biz tedbirleri elden bırakmayalım.

Tedbir bizden, takdir Allah’dan…

2021’in sağlıklı ve güzel bir yıl olmasını dilerim.

www.bursakulis.com