Öncelikle şu tespiti yapmak gerekir: Siyasetçi ne yapacağını değil ne yapmayacağını, nerede duracağını değil nerede durmayacağını, nerede konuşacağını değil, nerede konuşmayacağını bilmeli.
Bunları bildikten sonra ortaya da siyaset kendinin değil toplumun, yaşadığın ülkenin ve kentin zenginleşmesi için yapılmalı, demek düşer bize...
Bunun tam tersi olduğu zaman toplum siyasetçiye güven sorunu yaşamaya başlar.
Sonrasında ise sınırlı sayıda bireyler zenginleşir, toplumun geneli ise fakirleşir.
Bunu daha da farklı şekilde yorumlamak mümkün.
Ne olursa olsun benim adamım zihniyetinden uzaklaşmak, toplumun, kamunun menfaatlerine dokunan adam olmak daha önemli...
Ya da tek cümle ile adama göre iş değil de işe göre adam demek...
Bunun ilk şartı da liyakat oluyor...
Belki de gelişmiş ülke ve toplum olmanın ilk şartı bu...
Bu bilinçle siyaset yapılırsa hem topluma, hem de siyasetçiye fayda sağlar.
Özellikle son yıllarda oluşan siyasetçi profilinde en çok dikkat çeken ayrıntılardan biri de; siyasetten önceki mal varlığı ile siyasetten sonraki ve siyasete devam ettiği süredeki mal varlıkları arasındaki pozitif değişim...
***
Birileri bu değişimi "Allah ya yürü kulum" dedi diyerek izaha çalışsa da vicdanları rahatsız eder, akılda soru işaretleri bırakır.
Peki kamusal anlamda vicdanlar ne şekilde rahatlar?
Servetlerdeki artışlar kabul edilebilir ve açıklanabilir düzeyde ise kimsenin diyeceği bir şey olmaz.
Amma velakin artışlar anormal düzeyde ise o zaman ilk akla gelen siyaset yapılan süreçte nüfus kullanılması da akla gelir.
Eş dost akraba kollandı sorularını akla getirir.
Bu da fazlasıyla kamu vicdanını rahatsız etmiş olur.
O açıdan kim siyaset yapıyorsa, siyaseten aynı bulunduğu partide kamuyla ilgili iş yapmaması etik olur.
Bu minvalde her türlü ihaleden doğrudan teminden uzak durması gerekir.
***
Birileri "biz taş mı yiyeceğiz" diyebilir...
O zaman "siyasete girmeden önce ne yiyorsan onu yemeye devam et" demek en mantıklısı...
Tabii ki ahlaklı ve vicdanlı siyaset yapanlara diyeceğimiz bir şey yok.
Lafımız işini doğru yapmayanlara...
İşini doğru yapmayan var mı, yok mu?
Onu da siz değerli okurlara bırakalım.
Ama son sözümüz odur ki; kim nereye seçilirse seçilsin, "siyaseten nüfus kullanmayacağım" sözünü vererek siyaset yapmalı.
Gerisi boş vesselam...