irpmedya @ gmail.com

Kanser, modern tıbbın en zorlu ve karmaşık mücadele alanlarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, kanser dünya genelinde en yaygın hastalıklardan biri haline gelmiştir. Özellikle gelişen yaşam koşulları, sağlıksız gıdalar, çevre kirliliği,  çevresel faktörler, genetik yatkınlık ve stres gibi unsurlar, kanser vakalarının giderek artmasına yol açmaktadır. Günümüzde neredeyse her aile, kanserle mücadele eden bir yakınını tanımakta veya bu mücadeleye bizzat tanıklık etmektedir.


Kanser tedavisi, yalnızca hastanın fiziksel ve psikolojik gücünü değil, aynı zamanda maddi gücünü de zorlayan bir süreçtir. Kemoterapi, radyoterapi, immünoterapi ve hedefe yönelik tedaviler gibi yöntemler, hastaların yaşam süresini ve kalitesini artırmayı amaçlamaktadır. Ancak bu tedavi yöntemlerinin etkili olabilmesi, genellikle bu tedavilerin yanında yüksek maliyetli ilaçların kullanılmasını gerektirmektedir. Özellikle yeni nesil biyoteknolojik ilaçlar ve immünoterapi tedavileri, etkileyici sonuçlar sunsa da milyonlarca liralık tedavi masraflarını beraberinde getirebilmektedir.


Bu noktada, kanser hastalarının karşılaştığı en büyük engellerden biri, tedavi için hayati önem taşıyan bazı ilaçların Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kapsamına alınmamış olmasıdır. Kanser ilaçlarının büyük bir kısmı ithal edildiği ve yüksek teknolojik süreçlerden geçerek üretildiği için fiyatları genellikle astronomik rakamlara ulaşabilmektedir. Bunun sonucunda birçok hasta, maddi imkansızlıklar nedeniyle tedaviye erişimde ciddi sıkıntılar yaşamaktadır.


Bu durum, yalnızca bireysel bir sağlık sorunu değil, aynı zamanda toplumsal bir adalet meselesi olarak da değerlendirilmektedir. Hastaların yaşam hakkı ve sağlık hizmetine eşit erişim hakkı, Anayasa ve uluslararası hukuk tarafından korunmaktadır. Ancak bu hakların fiilen hayata geçirilmesi, çoğu zaman hukuki mücadeleyi gerektirmektedir. 


SGK tarafından bedelleri karşılanmayan ilaçların dava yolu ile bedellerinin karşılanması kimi zaman mümkün olmaktadır. İlaca ihtiyacı olan kişiler dava şartlarını sağlaması halinde Sosyal Güvenlik Kurumuna başvurarak ilaç bedellerinin karşılanmasını talep edebilmektedir. Ancak özellikle hukuki sürecin yürütülmesi aşamasında alanında uzman kişilerden destek almak ciddi hak kayıpların önüne geçecektir. 


Mahkeme sonucunda ilacın bedelinin SGK tarafından ödenmesine karar verilerek davacı tarafın talepleri doğrultusunda hüküm kurulur ise, hasta tedavi gördüğü ilaçlar için ödeme yapmayacaktır. Ancak mahkeme aksi yönde karar vermesi halinde kişi tedavi sürecinde kullandığı ilaçların bedelini daha sonra Sosyal Güvenlik Kurumuna ödemek durumunda kalacaktır. Burada önemli olan husus kişinin ilaca gerçekten ihtiyacı olup olmadığı ve SGK tarafından karşılanan veya daha az maliyetli bir ilaç ile tedavi olup olamayacağı konularıdır. 


Sonuç


SGK tarafından karşılanmayan ilaçların temini için hukuki süreçler, hastaların sağlık hizmetine erişim hakkını koruma adına önemli bir araçtır.


Bu tür davalar yalnızca bireysel bir hak mücadelesi değil, aynı zamanda sağlık hakkının korunması adına toplumsal bir dayanışma örneği teşkil etmektedir. 


Bir çok kişi dava yolu ile ilaç temini sağlandığını dahi bilmemekte, kıt imkanlar ile yüksek ilaç bedellerini karşılamaya çalışmakta veya hiç karşılayamamaktadır. 


Temennimiz bütün hastaların bir an önce sağlığına kavuşması, gerçekten ihtiyacı olan hastalarımızın da zorlu ve karmaşık süreçlere maruz kalmadan sağlık hizmetine erişim hakkının kolayca sağlanmasıdır.