Kronik prostatit olarak bilinen hastalık tablosu, günümüzde “prostatit sendromu” yada “kronik pelvik ağrı sendromu” olarak adlandırılmaktadır. Toplumda kalp veya şeker hastalığı kadar yaygın olup her yüz hastanın dokuzunda görülmektedir. Kronik prostatit hastaların yaşam kalitesini bozan bir hastalıktır. Kronik prostatit geniş bir yaş grubundaki erkekleri etkileyen kronik bir sendromdur. Hastalarda idrar yollarında tıkanıklık, ateş, kas ağrıları, azalmış cinsel istek ve sertleşme sorunu , ağrılı meni gelmesi, bel, penis, göbek altı ve makat civarında ağrılar gibi değişik belirtiler ortaya çıkar.
Şekil 1: Prostatta normal ve kronik iltihaplı dokunun şematik görünümü
Tanı amacıyla hastalardan ön idrar, orta akım idrar, prostat masajı ile alınan prostat salgısı, masaj sonrası alınan idrar ve meni örneği incelenerek mikroskobik inceleme ve kültür yapılmaktadır.
Enfeksiyona yol açan bakteriler , işeme bozuklukları , yüksek basınçlı işemeye bağlı idrarın prostat içine kaçması, enfeksiyon olmaksızın idrarın ve ürat gibi idrarla atılan maddelerin prostat kanallarına geçişinin enflamatuar yanıtı ile kronik prostatite sebep olabileceği düşünülmektedir.
Hastaların %95’i hekime başvurduğunda daha önceden bir çok hastane ve doktor gezmiş olup çoğu uzun süreli antibiyotik kullanmıştır. Bu yüzden hem hasta hem hekim için tedavisi zor bir hastalıktır. Hastaların çoğunda sebep bilinmemektedir. Bu nedenle de birçok hastaya şikayetlere yönelik antibiyotik, ödem ve enflamasyon giderici, prostat kaslarını gevşetici, düzenli prostat masajı gibi değişik tedaviler uygulanmaktadır. Tedavide kullanılan antibiyotiklerden bazıları prostata geçebilmektedir ve uzun süreli vermek gerekir. Tedavi etkili olmazsa destek tedavisi denilen biyofeedback, gevşeme egzersizleri, bisiklete binme, yumuşak yere oturma, psikoterapi gibi çeşitli seçenekler denenir.
Kronik prostatit tedavisinin güç ve zor olması nedeniyle, günümüzde araştırmalar, sorunun tedavisinde yeni tedavi yöntemleri üzerinde yoğunlaşmıştır. Son yıllarda tedavide, düşük yoğunluklu vücut dışından şok dalga tedavisi giderek artan oranda uygulanmaktadır. Bu yöntemde, prostatta kronik enfekte dokular ses dalgaları ile kırılıp bozulmakta, yeni kan damarları oluşturarak ve kan akımında artışı sağlayarak prostat içerisinde yeni hücreler ve doku oluşturulmaktadır. Böylece verilen ilaçların dokuya nüfuz etmesi sağlanmakta ve tedavide başarı artmaktadır.
Bu tür tedavilerden fayda görmeyen hastalarda ultrasonografi eşliğinde prostat içerisine girilen iğne yardımıyla değişik ilaçların karışımı veya botox da verilebilmektedir.
Tüm bunlara rağmen şikayetleri geçmeyen hastalarda iyi huylu prostat büyümelerine yapılan kapalı TUR prostatektomi ameliyatı uygulanabilir.
Kronik prostatit sorunu olan hastalarda ek olarak, aşırı acılı ekşili yiyeceklerden kaçınma, soğuktan korunma, kabız kalmama ve düzenli ilişki ile prostat salgısının meni ile birlikte dışarı atılması da önemlidir.
Genç veya yaşlı prostat şikayetleri olan hastaların üroloji uzmanına başvurarak tam bir değerlendirmeden geçmesi ve uygun teşhisin konularak doğru tedavinin verilmesi önemlidir.