Altıparmak Caddesi ile Merinos arasında yer alan mahalleleri kapsayan bölgeyle ilgili yeni imar planı ve kentsel tasarım projelerinin hazırlanması amacıyla, Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Osmangazi Belediyesi arasında, ilgili akademik odalar ile Bursa Kent Konseyi’nin de yer alacağı iş birliği protokolünün imza göreni Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nde düzenleniyor.
Düzenlenen iş birliği protokolü imza törenine, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Osmangazi Belediyesi Başkan Yardımcısı Fatih Vardar, TMMOB Bursa Akademik Oda Başkanları katıldı.
Altıparmak’ın geçmişte Bursa’nın kalbi, hem ticaretin hem de sosyalleşmenin merkezi olduğunu dile getiren Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, “İki yanında sıralanmış binalarıyla nostaljik atmosfer yaratan bir yerdi. Esnafın sıcaklığı, küçük dükkânların vitrinlerine konulan el emeği ürünler ve yan yana dizilmiş kahvehaneler, sosyal yaşamın parçalarıydı. İnsanlar sabahları işe gitmeden önce burada buluşur, öğle aralarında kısa molalar verir, akşamüstü bir fincan kahve eşliğinde uzun sohbetlere dalardı. Yaz akşamları ise bambaşkaydı. Altıparmak, Bursa’nın tarih kokan dokusunu modern yaşama entegre eden bölgeydi. Tarihi camiler, geleneksel Bursa evleriyle iç içe geçmişti. Altıparmak Caddesi ve Merinos arasındaki bölgeyi, geçmişte Bursa’nın canlılığına ve çeşitliliğine değer kazandırmış bir bölgeyken, zamanla hem yapılaşma hem de sosyal yaşantı anlamında giderek zayıfladı ve sonunda eski ihtişamlı hallerinden çok uzak bir hale geldi” ifadelerini kullandı.
“ALTIPARMAK VE MERİNOS ARASINDAKİ BÖLGEYİ DİRENÇLİ HALE GETİRMEK AMACIYLA ÖNEMLİ BİR ADIM ATIYORUZ”
Altıparmak Caddesi ve Merinos arasındaki bölgesini yeniden kent yaşamıyla bütünleştirmek ve depreme karşı dirençli hale getirmek amacıyla önemli bir adım attıklarını söyleyen Bozbey, “Bursa Büyükşehir Belediyesi 2023 yılında Şehir Plancıları Odası, İnşaat Mühendisleri Odası ve Mimarlar Odası ile bu amaca yönelik protokol imzalamış, bölgenin daha yaşanabilir hale getirilmesi için çözüm önerileri ortaya konmaya çalışmıştır. Şimdi ise biz, bu işi bu başlangıç noktasından alarak çok daha ileriye taşımak için hazırız. O çalışmada bölgenin sorunlarını detaylı biçimde ele almayı sağlayacak birçok analiz ve anket çalışması da yapılmıştır. Meslek odalarımızın sağladığı teknik ekip desteği ile bölgedeki her bir binanın deprem açısından risk durumu tek tek tespit edilmiştir. Mahalle muhtarlarımızdan bölgenin sorunları ve beklentileri hakkında da bilgiler alınmıştır. Burada yaşayan hemşehrilerimiz ve esnafa anketler düzenlenmiş, kentsel tasarım için gerekli bilimsel analizler yapılmıştır. Çeşitli üniversitelerin değerli hocalarının da katılımı ile bölgenin, kentimizin tarihi ve kültürel yapısına uyumlu en doğru kentsel tasarımın nasıl olması gerektiğine ilişkin ilkeler ortaya konmuştur.Kentsel tasarım projesinin altyapısını oluşturacak taslak plan çalışmaları yapılmıştır” diye konuştu.
Bozbey sözlerine şu şekilde devam etti:
Bizler de bölgenin Bursa için öneminin bilincindeyiz ve meslek odalarımızla iş birliğine büyük önem veriyoruz. Bu çalışmayı daha anlamlı hale getirmek, daha vizyoner bir bakış açısıyla ele almak, çok değerli ilçe belediyemizin yaklaşımlarını yansıtmak, farklı meslek gruplarının disiplinlerini projeye aktarabilmek amacıyla protokol kapsamının genişletilmesi gerektiğine inanıyoruz. Önceki protokolün paydaşı olan üç meslek odamıza ilave olarak, Osmangazi Belediye Başkanlığımız, Bursa Kent Konseyimiz, Harita Mühendisleri, Jeoloji Mühendisleri ve Peyzaj Mimarları Odaları ile düşüncelerimizi paylaştık. Kendileri de talebimizi uygun bularak projenin bir parçası olmaktan ve katkı koymaktan memnuniyet duyacaklarını belirttiler.
BOZBEY PROJENİN DETAYLARINDAN BAHSETTİ
Bozbey, “Bu kapsamda bugün, Altıparmak, Çırpan, Selimiye, İntizam, Hocahasan, Ahmetpaşa, Şehabettinpaşa, Aktarhüssam, Kuruçeşme ve Yahşibey mahallelerinde yaklaşık 830 dönümlük alanı kapsayan Altıparmak – Çarşamba proje sahasında, imar planı ve kentsel tasarım projesi yapılması için Osmangazi Belediye Başkanlığı, Bursa Kent Konseyi, Harita Mühendisleri Odası, İnşaat Mühendisleri Odası, Jeoloji Mühendisleri Odası, Mimarlar Odası, Peyzaj Mimarları Odası ve Şehir Plancıları Odası’nın değerli başkanları ile ortak iş birliği protokolü imzalamak üzere bir araya geldik. Proje alanı planlama ilkeleri kapsamında, fiziksel mekânın iyileştirilmesi, sosyal donatı alanlarının artırılması, ulaşım sisteminin çözümlenmesi önceliğimiz olacak. Bölgeyi yeniden cazibe merkezi haline getirmek, yaşam kalitesini geliştirmek amacıyla, 3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili imar mevzuatına uygun 1/25000, 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ile 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planları hazırlanacak” şeklinde konuşarak sözlerine devam etti.
“2 YIL İÇERİSİNDE 2050 VİZYONUMUZU HEP BERABER ORTAYA KOYACAĞIZ”
2 yıl içerisinde 2050 vizyonunu ortaya koyacaklarına vurgu yapan Bozbey, “Kent anayasası dediğimiz 1/100.000’lik Çevre Düzeni Planı’nı çok önemsiyoruz. Bu konuda bir planlama ajansı oluşturduk. 2 yıl içerisinde 2050 vizyonumuzu da hep beraber ortaya koyacağız. Önceliğimiz, Bursa’mızı depreme karşı dirençli bir kent haline getirmektir. Başkanlığını yürüttüğüm Marmara Belediyeler Birliği’nin de depreme karşı dayanıklı, hazırlıklı şehir ve toplum olma yolunda çalışmalarını kararlılıkla sürdürdüğünü belirtmek istiyorum. Belediyelerimiz bu süreçte sadece kendi bölgelerinde değil, aynı zamanda komşu kentlerle de koordinasyon içinde olmalıdır. Depremden birlikte etkilenecek olan kentlerimizin, afet anında birbirine destek olacak şekilde planlarını hazırlaması ve uygulaması büyük önem taşımaktadır. Bu bağlamda büyükşehirlerimizin Afet İşleri, Deprem Risk Yönetimi, Kentsel Dönüşüm ve Dayanıklılık Birimleri kritik bir rol üstlenmektedir” dedi.
“HEP BİRLİKTE GÜÇ BİRLİĞİ YAPARAK BU KONUDA GEREKLİ ADIMLARI ATMALIYIZ”
Belediyelerimizin merkezi yönetimle, AFAD’la, akademik kurumlarla ve sivil toplumla iş birliği içinde çalışması, depreme karşı daha güçlü hazırlık yapmamızı sağlayacaktır. Doğa kaynaklı bir olay olan depremin olmasını önlemek mümkün değil ancak, depremlerin birer afete dönüşmesini engellemek bizim elimizde. Depreme, merkezi yönetimden sivil topluma kadar, kentin tüm paydaşlarıyla birlikte hazırlanmak çok önemli. Hâlihazırda deprem zararlarını en aza indirmenin yolu, deprem riskli alanlarda gerekli jeolojik ve jeoteknik çalışmaların yapılması, bu çalışmalardan elde edilen bulgulara göre yerleşim planlarının ve kentsel dönüşümün uygulanmasıdır. Hep birlikte, güç birliği yaparak bu konuda gerekli adımları atmalı ve toplumsal dayanışmayı en üst seviyede tutmalıyız. Depreme karşı dayanıklı ve hazırlıklı kentler olma yolunda çalışmalarımıza kararlılıkla devam edeceğiz” diyerek sözlerini sonlandırdı.