TMMOB Mimarlar Odası Bursa Şube Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek, söz konusu kanun teklifinin sokak hayvanlarının keyfi olarak öldürülmelerinin yolunu açan düzenlemenin sorunları anlayıp çözmek yerine büyüteceğini vurguladı.

Başkan Şirin Rodoplu Şimşek’in yaptığı basın açıklaması şu şekilde;

Yapılı ve doğal çevrelerin tüm bileşenleriyle korunup sürdürülerek bir denge içinde var olması gerektiğini savunuyor ve yaşam alanlarımıza, yaşama kültürümüze, evrensel hukuki değerlere ve toplumsal barışa geri dönüşsüz hasarlar bırakacak olan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin geri çekilmesini talep ediyoruz.

İnsanlık tarihinde hayvanların çeşitli nedenlerle evcilleştirilmesi ve yerleşik yaşama geçişle birlikte bazı hayvan türleri binlerce yıl içinde insanların yaşam alanlarına dahil olmuş ve karşılıklı fayda dahilinde insan yaşamından soyutlanamaz hale gelmiştir. Kentleşme süreci ile artık kentlerin bir parçası olan “sokak hayvanları” kimi zaman kentlerden “temizlenmek” istense de kentin bir bireyi oldukları ve her birey kadar yaşam haklarının bulunduğu yadsınamaz bir gerçektir. İnsan hakları ve çevre hakları kadar hayvan hakları da kentli için önemli bir mücadele alanıdır. Sokakta yaşayan hayvanlarla yüzlerce yıldır süregelen “ortak yaşam kültürü”, yaşamımızın ve toplumsal belleğimizin ayrılmaz bir parçasıdır.

 

Meslek örgütleri ile sivil toplum kuruluşlarının bütün itirazlarına ve toplumsal tepkiye rağmen 12.07.2024 tarihinde 72 milletvekilinin imzası ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sunulan kanun teklifinin TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu’nda kabul edilmesini üzüntüyle takip ettik.

Bu süreçte yasa önerisinin gerekçelerinin gerçeği yansıtmadığı uzmanlarca ortaya konmuş ve çözüm önerisi olarak sunulan yaklaşımın bilimsel bir karşılığı olmamasının yanı sıra hiçbir vicdani ve etik değere de sığmadığı görülmektedir.

Yasayı hazırlayanların ifade ettiği sayıya göre 4 milyon sokak hayvanının toplatılarak barınaklara hapsedilmesi ve muğlak ifadelerle keyfi olarak öldürülmelerinin yolunu açan bir düzenlemenin sorunları anlayıp çözmek yerine büyüteceği ve yeni sorunlar ortaya çıkaracağı açıktır.

2004 yılında çıkartılmış olan 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanununa göre her belediyenin hayvan bakımevi kurması zorunlu olduğu halde, 20 yıl içerisinde ülkemizde yalnızca 322 hayvan bakımevinin kurulmuş olduğu düşünüldüğünde sayısı milyonları bulan sokak hayvanlarının toplatılarak kapatılacağı bakımevlerinin 4 yılda tesis edilmesi gerçekçi ve sürdürülebilir değildir. Ancak bu yasal düzenleme ile birlikte bir yandan milyonlarca hayvanin katli bir yandan da bakımevi yerleşkeleri gerekçesiyle orman arazilerinin yapılaşmaya açılması da söz konusu olacaktır.

Yasanın geri çekilerek telafisi mümkün olmayan bu hatadan dönülmesini; meslek örgütlerinin ve süreçteki gerçek paydaşların yol göstericiliğinde, akla ve vicdana uygun bir planlama ile doğru tespit edilmiş sorunlara bilimsel ve etik çözümler üretilmesini talep ediyoruz.