Mimarlar Odası Bursa Şubesi Mimar Sinan’ı Anma Günü ve Haftası’nı çeşitli etkinliklerle kutladı. Bu kapsamda “Sinan-Mimarın Yolculuğu” başlıklı seminer düzenledi. Etkinlikte, Yüksek Mimar Tevfik İlter’i ağırladı.

BAOB Oda konferans salonundaki etkinliğin açılış konuşmasını Mimarlar Odası Yönetim Kurulu Üyesi Aşkın Şencan yaptı.

Şencan, yaşadığı çağda mimarlık ve mühendislik teorilerini, o zamanda var olan yapım tekniklerini kendi geliştirdiği tekniklerle birleştirerek eserlerini meydana getiren Mimar Sinan’ı saygıyla andıklarını söyledi.

Mimar Sinan’ın hayatını ve eserlerindeki dehayı anlatan Yüksek Mimar Tevfik İlter de, Sinan’ın doğduğu coğrafya ve evinin hayatının şekillenmesinde önemli olduğunu söyledi.

İlter, Sinan’ın Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere Türk toplumunun tarihindeki hiç tartışmasız en büyük mimarı olduğunu belirterek, “Ancak benim araştırmalarım bunun kendiliğinden olmadığını gösterdi. Bir insan olağanüstü yetenekli doğduğu için mimar olmaz, olağanüstü çalışınca olur. Bütün büyük mimarların hayatına baktığınızda onların hayatında mimarlığın dışında bir şey göremezsiniz. Eğitim tabii ki şart ancak okul bitince hiç bitmeyen bir eğitim sürecine giriyoruz. Kendi hatalarımızdan ders almayı öğreniyoruz” dedi.

Sinan’ın doğduğu coğrafyayı da anlatan İlter, şöyle devam etti:

“Söz konusu olan yer Anadolu. Anadolu’da bir yapı görmek istiyorsanız 15 bin yıl öncesine gidebiliyorsunuz. Dünyanın hiçbir yerinde benim bildiğim kadarıyla 15 bin yıl öncesine kadar henüz arkeolojik kazılarda bir şey çıkmadı. İngiltere tarihinde en eski yapı Stonehenge’dir. Stonehenge’den 10 bin yıl önce bizde taşların yontulduğu ve üzerinde hayvan figürleri olan Göbeklitepe var. Eğer bir medeniyet, bir form, bir biçim, bir kültür, mimarlığın başlangıç izleri diye bir şey arayacaksak bunun kaynağı burası; Anadolu.”

 Yüksek Mimar İlter, Sinan’ın Ağırnas’ta doğduğunu belirterek, “Kasaba, bir küçük vadi. Bu vadinin içerisi tamamen taş ocakları. Oranın taşı da kıymetli. O vadide olup da taş ocağında taş ustalığı yapmayan hemen hiç kimse yok. Zaten Mimar Sinan’ın babası bir taş ocağı sahibi. Ben Sinan’ın doğduğu evi gördüğümde aklımdan şu geçmişti; ‘Bu evde ben de Mimar Sinan olurdum’. Müthiş bir mekan. Mimarlık eğitiminden tasarı geometri, yapı gibi dersleri kaldırdılar. Mimarlık sadece bilgi almak değildir. Bilgi bulunur. Mimarlık, ortamdır aslında. Mekanın kendisi mimari olmak zorundadır. Eğitim aldığınız okulun sınıfı, bahçesi, binası, hocanın kıyafeti; bunların hepsinin sizi başka bir tasarım kavramına geçirmesi lazım. Bu, Sinan’ın doğduğu Kayseri Ağırnas’ta var, evinde de var. Mekanı daha doğduğunuz anda farklı bir gözle görüyorsunuz. Dolayısıyla dünyaya da daha farklı bakıyorsunuz” diye konuştu.

Seminerin sonunda İlter’e, Mimarlar Odası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Aşkın Şencan tarafından teşekkür plaketi takdim edildi.

Mimar Sinan Haftası nedeniyle ayrıca BAOB Üst Fuaye’de Mimar Sinan Eserleri Sergisi açıldı. Sergide, Mimar Sinan’ın çeşitli yerlerde yaptığı cami, medrese, türbe, hamam ve köprü gibi eserlerine ait çizimler yer aldı.