Marmara Belediyeler Birliği üyeleri kuruluşunun 50. yılında Marmara Denizi Eylem Planı’nı konuşmak üzere Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nde bir araya geldi.
Düzenlenen toplantıya, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren ve Bilecik Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı ve Marmara Belediyeler Birliği üyeleri katıldı.
Bu yılı Marmara Denizi çalışmalarına ayıracaklarını dile getirerek konuşmasına başlayan Marmara Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Cemil Arslan, bu toplantının Marmara Denizi’nin konuşulduğu ilk birleşim olduğunu belirtti. Marmara Belediyeler Birliği’nin geçmişinden bahsederek konuşmasına devam eden Arslan, çıkardıkları dergilerde Marmara Denizi’nin taşıdığı yükün çok büyük olduğunu ve Marmara Denizi’nin bu şekilde giderse öleceği yönünde makaleler yazıldığına vurgu yaptı.
“MARMARA DENİZİ GERİ DÖNDÜRÜLEMEZ BİR FELAKETİN İÇİNE GİRİYOR”
Marmara Denizi’nin konuşulduğu toplantıda söz alan Marmara Belediyeler Birliği ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, “Marmara’nın üstlendiği bu yük artık yeterli. Tüm yetkililerin acil çözümler üretmeye ve adımlar atmaya ihtiyacı var. Bu yıl yapacağımız toplantılarda alacağımız kararların uygulamasını takip etmek hepimizin sorumluluğu olmalı. Kaybettiğimiz değer hepimizin. Marmara Denizi ölüyorum diyor. Bu tarihi bir sorumluluğumuzdur. Hepimizin ortak değeri olan Marmara Denizi’nin geleceğini belirlemek için bir araya geldik. 50. yıl bizim için son derece önemli. Marmara’yı yeşili ve mavisiyle temiz olsun istiyoruz. Karşı karşıya olduğumuz kirliliği tespit ederek çözüm noktasında nerede olduğumuzu bu toplantıda konuşacağız. Süreci kararlılıkla takip edeceğiz. Hepimizin net bir şekilde kabul etmesi gereken şey şu ki, Marmara Denizi geri döndürülemez bir felaketin içine giriyor ve bu felaketi durdurmak bizim sorumluluğumuz. Ortak akılla, kalıcı çözümler üretmeliyiz. Yerel yönetimlerin gücünü artırmak, çevresel sorunlarla ilgili ortak çözüm üretmek en temel hedeflerimizden olmuştur. Bizler 50 yıllık birikimle en büyük sınavı veriyoruz. Marmara Denizi olmadan bu kentin yaşam kalitesi sürdürülemez” ifadelerini kullandı.
“MARMARA DENİZİNİ KORUMAK İNSANİ SORUMLULUĞUMUZDUR”
Marmara Denizi’ni korumanın insani bir sorumluluk olduğunu belirten Bozbey, “Marmara Denizini yok saymak veya görmezden gelmek hiç kimsenin haddi değildir. 2021 yılında hepimizi etkileyen müsilaj sorunuyla karşı karşıya kaldık. Ekosistemin, canlıların yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını gördük. Müsilaj sadece bir sonuç, bu büyük bir ekolojik sorunun habercisi. Kirlilik, bilinçsiz sanayileşme, çevresel atıklarla deniz bu hale geldi ve pes etti. Toplamda 22 maddeden oluşan Marmara Denizi eylem planının 18 maddesi gerçekleşti fakat 3 maddesi için halen daha adım atılmadı. Marmara Denizi’nde görülen müsilaj sorunuyla ilgili çalışmalar titizlik ile sürdürülmüştür. Bu eylemler, kentsel atıksu arıtma tesislerinin tamamının ileri biyolojik tesislere dönüştürülmesi, tarımsal kirliliğin önüne geçmek üzere yapay sulak alanların oluşturulması, kamu-özel iş birliği modelinin atıksu altyapı projelerinde uygulanmasına yönelik idari hususlar. Görüldüğü gibi Marmara Denizi Eylem Planında geriye kalan süreç büyük oranda finansmanla ilgili. Dolayısıyla kısıtlı kaynaklarımızı Marmara Bölgesi’nin öncelikli havza bazlı sorunlarını çözmeye ayırmalı ve bu konuda kararlı olmalıyız” şeklinde konuştu.
Bozbey sözlerini şu şekilde sürdürdü:
Ekim ayında “Çözüm Üreten Kentler” mottosuyla dördüncüsünü düzenleyeceğimiz Marmara Uluslararası Kent Forumu’nda Marmara Denizi ile ilişkilendirdiğimiz çeşitli çalışmalar gerçekleştireceğiz. Bu yıl, denizimizin geleceğini koruma yolunda daha büyük adımlar atacağımız bir yıl olacak. Marmara Denizi’nin sağlığını korumak için hepimizin el birliğiyle çalışması gerekmektedir. Her bir belediye, her bir birey, her bir STK ve bilim insanı, Marmara’nın geleceğini inşa etmek için üzerine düşeni yapmalıdır. Marmara Belediyeler Birliği, 50 yıllık birikimiyle Marmara Denizi’nin geleceği için bir araya getirmeye ve birlikte çalışmaya devam edecektir. Tüm bunlarla birlikte, ileri biyolojik arıtma tesislerinin kurulumuna Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın normları ve düzenlemeleri çerçevesinde büyük bir hızla devam edilmesi gerektiğini vurgulamak istiyorum. Büyükşehirlerdeki ileri biyolojik atıksu arıtma tesislerinin gerekiyorsa kapasitelerinin artırılması, gerekirse de yenilerinin yapılması, deşarjların kontrol edilmesi ve tarımsal faaliyetlerin sürdürülebilir yönetimi büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, mikroplastik kirliliği ve endokrin bozucu maddeler gibi yeni nesil tehditlerle mücadele etme konusunda da ciddi adımlar atmamız gerekmektedir. Marmara Denizi’nin iyileşmesi yalnızca deniz ekosistemini değil aynı zamanda karasal ekosistem sağlığını da olumlu etkileyecek; bununla birlikte yerel ekonomileri, balıkçılık ve turizm gibi sektörleri de olumlu yönde etkileyecektir. Yani bu denizi korumak, sadece deniz yaşamını değil, aynı zamanda bu bölgenin ekonomik ve kültürel geleceğini de korumak anlamına gelmektedir.
“DENİZ ŞARTLARINDA 50 YILLIK SICAKLIK REKORLARI KIRILDI”
Deniz şartlarında 50 yıllık sıcaklık rekorunun kırıldığına vurgu yapan Prof. Dr. Mustafa Sarı, Marmara’daki müsilaj sorununa değindi. Deniz sıcaklığının yükselerek devam ettiğini söyleyen Sarı; oksijeninin azaldığına dikkat çekti.
Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mehmet Çakmakçı ise atıksularına ve su kıtlığına yönelik bir sunum gerçekleştirdi.
Çakmakçı, su yönetimi için dünyadan örnekler vererek neler yapılması gerektiğini de anlattı.