Yaklaşık bir yıldır pandemiden mütevellit toplumun her kesiminin, her yaş grubunun, kısacası herkesin hayatı alt üst olmuş durumda. Karantina, maske, mesafe derken gölgemizden korkar olduk; filyasyon, antikor, entübe vb. tıbbi terimleri öğrenirken muayenehanesinde hekimimizin bize anlattığı Latince kokan açıklamaları anlayacak seviyeye geldik, psikolojiler alt üst oldu, hayat düzenimiz sil baştan yeniden şekillenerek belirsizlikten kaynaklı bir düzensizlik içine sürüklendik.

Biz bu düzensizlik içerisinde rüzgarda savrulan sonbahar yaprakları misali savrulurken 2021 bize şiddetli bir ironi yaparak içinde bulunduğumuz Şubat ayını “nizami ay” olarak karşımıza çıkardı. Pazartesi günü başlayıp Pazar günü bitecek olan, her günün 4 kez yaşanacağı (lütfen biri beni yalanlasın) ve 823 yılda bir bu şekilde nizama giren bir Şubat ayı.. Mevcut psikolojiler bu düzeni kaldırır mı, “nasıl yanı bu ay 28 değil de 112 gün mü sürecekmiş yok artık” diyen ve ilginç şekilde içimizden kendilerine kızmak gelmeyen insanlar kervanına bizler de katılır mıyız, pandeminin birinci yılını dolduracağımız Mart ayını sağ salim görür müyüz şeklinde kafamızda deli sorular..

14 Şubat Sevgililer Gününün Pazara denk gelecek olmasının da eser miktarda kalan beyinleri şiddetle tehdit ettiğini de unutmamak gerek. 823 yıl sonra nihayet “sevgililer günü kapitalizmin bir oyunudur” diyenlerin hissettiği kıvanma duygusunun ve bu kıvancın her yerde bol bol dile getiriliyor ve getirilecek olması da ayrı bir psikolojik savaş olacak zannımca.

Vel hasıl bu nizam hayra mı alamet yoksa gerçekten büyük bir ironinin içinde miyiz ilerleyen günlerde göreceğiz. Dileyebileceğimiz tek şey, 2021 yılının sağlıkla huzurla mutlulukla dolu olması ve hem kendimizi hem de ailelerimizi ve tüm sevdiklerimizi bize bağışlaması.

Sevgiyle kalın,

Dr. Nilüfer RÜZGAR