İlk işaretlerini 20 yıl önce gördüğümüz ve son 10 yıldan bu yana da yükselen akım haline gelen iki anahtar unsur;
Kişisellik (Personality) ve Akıllı (Smart) Teknolojiler. Milenyum ile birlikte hayatımıza giren bu ikili, teknik ve teknolojik her gelişmede öne çıkan tüm yeniliklerin de temel esasını oluşturmaktadır.
Bugün, içerisinde yer aldığımız dijital dönüşüm dönemi çalışmalarının, kavramsal tasarımlarının da bu unsurlara dayandığını görmekteyiz. Sahip olduğumuz bu farkındalık, şahsi bir düşünce veya görüşten ziyade, teknik ve teknolojik uzmanların ortak olarak kabullendiği bir gerçek halini almıştır.
Stratejik hedef ve amaçların kendisini her geçen gün daha su üstüne çıkardığı bugünlerde, temel bilimlerin, teknoloji çatısı altında süpürülmeye çalışıldığını görmek önemlidir. Hazır paket teknoloji ve dijital araçlarla, uzmanlık ve kabiliyetleri köreltmek, temel bilim ve ilim sahalarını tekelliğe taşımak amacını taşımaktadır. Öyle ki, özünde 1 ve 0 mantığı taşıyan bilgi teknolojileri alanında, bu iki dijitin dizilim ve sıralamalarla sonsuz seviyede matris ve ilişkilendirme oluşturulup, sınırsız anlamlandırma ve fonksiyonellik sağlanabileceği göz ardı edilmemelidir.
Kazanılması gereken önemli bir bakış açısı şudur ki, üretilen her teknik ve teknolojinin bir büyük hedefi, bir de bu ana hedefe ulaşmak için erişmek zorunda olduğu alt hedefleri mevcuttur. Ve ortaya çıkan resim öyle bir boyutsal tasarıma sahiptir ki, bakan herkes kapasitesi kadarını görebilir veya anlayabilir.
Hem uzmanlık hem de ilgi alanımız kapsamında olması hasebiyle, Akıllı Şehircilik kavramının temel prensipleri ve genel uygulamaları üzerine uzun zamandır çalışmaktayız. Sahip olduğumuz akademik ve pratik uygulama bilgilerini, yukarıda bahsettiğimiz dönemsel anahtar unsurlar ile birleştirdiğimizde, ortaya çıkacak sonucun yeni normal kriterleri ile donanmış akıllı şehir yaşamı olacağını düşünüyoruz. İspanya, İtalya, Çin, ABD, Güney Kore, Japonya, Brezilya gibi nüfusu yoğun ülkelerin Akıllı Şehircilik alanında en iyi uygulamalara sahip olduğu, Covid 19 ile birlikte hızlanan ve dijital dönüşüm esasına dayandırılan bu yeni toplumsal dönem, Yeni Normal olarak adlandırılmış bulunmaktadır.
Akıllı Şehircilik kavramının özünde yatan 3 ana unsur olan, özgünlük, yerellik ve dijitalleşme parametrelerinin entegrasyonu, her uygulama esasında dikkatle sorgulanması gereken bir adımdır. Bulut teknolojisi ve büyük veri yönetimi için, siber alan başta olmak üzere, her sahada güvenliğin sağlanması adına sürekli çalışmalar gerçekleştirilmektedir. Dönemin en büyük gücü olan ekonomi gücü hususunda, devletler artık finansal dengelerinin dış ülkeler veya etkenlerle belirlenmesini istememektedir. Bu nedenle, kripto para veya özgün bitcoin ile ticari ve finansal zemin oluşturma çalışmaları dikkatle takip edilmelidir. Toplumsal sahada üretim artışı beklenen yazılım, hijyen ve otomasyon alanları mutlak surette gözlem altında tutulmalıdır.
Yeni Normal ile bizleri bekleyen veya tasarlanmak istenen süreç, otomasyon, dijital ve teknolojik merkezlidir. Ancak atlanmaması gereken en önemli husus şudur ki, insanın benzersizliğinin altında yatan çok değerli, değişmez unsurlar vardır. Akıl, vicdan, merhamet ve daha nice değer gelişecek olan hiçbir teknik veya teknoloji ile yapay hale getirilemeyecek kıymetlerdir. İnsanlığı tamamıyla yapay zeka, dijital araçlar ve uzaktan yönetim düzlemine hapsetmeye çalışmak, bize göre sonu olmayan bir maceradır. Her boyutunda insan yönetimine muhtaç bir düzenin, insansız araç ve argümanlarla devamlılığının sağlanabilecek olduğuna inanmak ütopik bir idealden öteye geçemez.
Çünkü şunu çok iyi biliyoruz ki; Her şey aslına rücu eder.