Türk Diyanet Vakıf Sen Bursa Şube Başkanı Hilmi Şanlıyazılı yaptığı mesajında şu ifadelere yer verdi:
BİLGİ HUZMELERİ: ÖĞRETMENLERİMİZ!
Bu gün 24 Kasım, Öğretmenlerimizin günü. Üzerlerimizdeki emek ve hakları çok fazla olan
öğretmenlerimizi her zaman için saygıyla anmak bizim hem manevi hem de insani bir görevimizdir.
Öyle bir medeniyetin, öyle bir kültürün mirasçılarıyız ki, bilginler, erenler, arifler, ilim, irfan ve sanat sahibi
büyük zatlar her mevkiden, her makamdan bir adım önde olmuşlar, bir adım önde tutulmuşlardır.
Onlar padişahlara yön vermiş, bilgi ve hikmetleriyle yaşadıkları asırların göz bebeği haline gelmişlerdir.
Ve onlar, çağlarını ve sonraki yüzyıllarını aydınlatmak için gök kubbemizde her daim asılı duran bilgi huzmeleri
olarak tarihe mal olmuşlardır.
Her zaferin ardında bir dua, her galibiyetin gerisinde bir bilgi ve her fütuhatın ruhunda elleri öpülesi devrin
öğretmenleri yer almıştır
Yüce dinimiz İslam; “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Ancak akıl sahipleri öğüt
alırlar.”ilkesiyle eğitim ve öğretime çok büyük önem vermiştir. İlim öğrenmeye, öğretmeye,
okumaya, dinlemeye ve bu işleri yapanları sevmeye, onlara karşı saygılı olmaya çok büyük önem vermiştir.
Cenab-ı Hak konuyla ilgili Kur’an-ı Keriminde, çeşitli ayetlerinde : “Eğer bilmiyorsanız,
ilim sahiplerine sorun.” “Sakın cahillerden olma”buyurmuştur. Sevgili
Peygamberimiz (s.a.v.) de birçok hadisi şerifinde ilmi, âlimi ve ilim öğrenenleri övmüş okumaya ve ilim
öğrenmeyi teşvik etmiştir.
“Sadakanın en değerlisi, Müslümanın ilim öğrenip Müslüman kardeşine öğretmesidir.” İlmin değerini, İlim öğrenmenin faziletini ve insana kazanımlarını bilen insan; bilginin insanı
yücelteceğinin farkında olur. Böylece eğitime karşı istekli olduğu gibi cehaleti küçülteceği bilinciyle,
öğretmenlere, ilim sahiplerine saygı gösterilmesi gerektiğini idrak eder. Bu sevgi ve hürmetin, dış görünüşte o
âlime olsa bile, hakikatte ona bu bilgiyi ihsan eden sınırsız ilim sahibi Cenâb-ı Hakk’a gösterilmiş olduğunu bilir.
İlme ve ilim sahibi kişilere gereken değeri verip hak ettiği saygıyı gösterir.
Sizin aranızda “hayra çağıran, iyiliği emreden, kötülükten men eden bir topluluk bulunsun”ayeti kerimesiyle yüce Allah bizlere her daim içimizde ilim öğrenen ve öğretenin bulunması
gerektiğini emretmiştir. Hz. Ali efendimiz de “bana bir harf öğretenin kölesi olurum” sözüyle ilim sahibi
kişilerin ne denli değerli olduğunu anlatmak istemiştir. Bizler “Âlimin atının ayağından sıçrayan çamur, bizim
şerefimizdir” diyen Yavuz Sultan Selim’e kadar her devirde ilim adamına saygının en asil örneklerini vermiş
bir milletin fertleri olarak bu saygıyı her zaman ayakta tutmalı, gelecek nesillere aktarmalıyız.
Aklımızı faydalı bilgilerle bezeyen, bizlere okuma zevkini aşılayıp kitaplarla dost hâle getiren, vatan
sevgisi ile ruhumuzu aydınlatan, doğru ve güzel olan şeyleri öğreten, ilahi rızaya açılan yolu tarif eden ilim
adamlarına öğretmenlerimize çok şeyler borçluyuz. Onların fedakâr çalışmaları olmasaydı hakkı bilmez, hakikati
bulamaz ve cehalet bataklığından çıkamazdık. Gecesini gündüzüne katarak öğrencilerinin hem önder hem örnek
olan, onların okuyup vatana millete faydalı birer insan olarak yetişmelerini sağlayan sevgili öğretmenlerimize ne
kadar teşekkür etsek azdır. Onlar sayesinde iyiyi kötüden ayırıp Allah sevgisini vatan millet sevgisini
öğreniyoruz. Teknolojiyi onlar sayesinde kullanıp Allah’ın emir ve yasaklarını onlar sayesinde yerine getiriyoruz.
Bu vesile ile 24 Kasım Öğretmenler Günü’nün, halen görev yapan veya emekli olmuş öğretmenlerimize
hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyor, görev başındayken şehit düşmüş ve bir nedenle Hakk’a yürümüş olan
bütün öğretmenlerimize Cenab-ı Mevla’dan rahmet diliyorum.