Londra’da kurulu Britanya Türk Kadınları Derneği, Dünya Emekçi Kadınlar Gününü düzenlediği bir toplantı ile kutladı. Tanınmış kültür araştırmacısı Nur Başnur’un konuşmacı olarak katıldığı kutlamada, konuk konuşmacı tarihçesi M.Ö 15 bin yıl öncesine giden kaşığın tarih boyunca gelişim ve önemini anlattı.

West End’in ünlü restoranlarından Ishtar’da düzenlenen toplantıya BTKD Onursal Başkanı Sefire Sevcan Ertaş ile Büyükelçilik müsteşarları Elvan Hacıefendioğlu, Aslı Yılmaz, Konsolos Oğuzhan Gönültaş, KKTC Muavin Konsolosu Esma Eroğlu, Çanakkale Anma Platformu Başkanı Servet Hassan ve çok sayıda konuk katıldı.

 

BTKD Başkanı Maviş Fuchs ve Yönetim Kurulu Üyeleri Burcu Kostem, Özlem Bedeş ve Dr. Ebru Beyazıt’ın ev sahipliği yaptığı kutlama, Başkan Fuchs’un konuklara “Hoşgeldiniz” demesi ve günün tarihçesini anlatan konuşması ile başladı.

SEFİRE SEVCAN ERTAŞ’TAN ‘EŞİT VE AKTİF KATILIM’ VURGUSU

 


Derneğin Onursal Başkanı Sefire Sevcan Ertaş, kadınların aileden iş dünyasına, sanattan siyasete kadar her alanda etkin roller üstlendiğini, Londra’daki Türk kadınlarının da bilimden ekonomiye, sanattan sivil topluma kadar pek çok alanda ilham verici çalışmalara imza attığını belirtti,

Gerçek anlamda adil ve kapsayıcı bir toplumun ancak kadınları eşit ve aktif katılımıyla mümkün olabileceğini vurgulayan Sefire Ertaş, “Kadın hakları ve toplumsal eşitlik adına devrim niteliğinde adımlar atan Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı ve minnetle anıyorum. Onun açtığı yolda ilerleyerek kadınların hak ettiği konuma ulaşması için elbirliğiyle çalışmaya devam edeceğiz. BTKD yöneticilerini de kutluyor, başarılar diliyorum.” Diye konuştu.

 “ANADOLU’DA KAŞIĞIN ARKEOLOJİSİ”

 

Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi mezunu kültür araştırmacısı Nur Başnur, slayt gösterisi ile sunduğu konuşmasına, bu özel günü kutlayarak başladı. Türkler açısından kaşığın çok değerli, temel unsur olduğunu vurgulayan Başnur, buna rağmen kaşık hakkında yazılmış bir kitap olmadığını belirtti.

 

M.Ö 15 binden önce paleolotik dönemden kalan ve ritüel için kullanılan kaşığın, Anadolu’ya gelişine değinen, bu coğrafyanın kaşık kalıntıları açısından çok zengin olduğunu belirten Nur  Başnur, konuşmasında şunları söyledi;

“Kaşık kelimesi kabuki ve kasamak kelimelerinden üretilmiştir. İran’dan Balkan coğrafyasına kadar kaşık kelimesi vardır. Türk nüfusunun yüzde 45’I yerde yemek yer. Yerde yemek yiyorsanız ihtiyacınız olan tek şey kaşıktır. Türk tarihinde ilk defa 11’inci yüzyılda kaşık sözcüğü, Kaşgarlı Mahmud’un yazdığı Divanu Lugati’t-Türk ‘de duyuluyor.

 

Bizans İmparatorluğunda kaşık, çatal, bıçak bulunduğu, masada ve sandalyede oturulduğu bilgisi veriliyor.

Osmanlı İmparatorluğunda İstanbul’un alınmasından sonra sultanların tek başına yemek yeme geleneği başlıyor. Evliya Çelebi, İstanbul’da 300 kaşıkçı dükkanı bulunduğundan söz eder. O tarihe kadar daha çok çeşitli ağaç türlerinden yapılan kaşık, ilk defa İkinci Mahmut döneminde sarayda madeni kaşık kullanımıyla değişiklik gösterir. Sarayda sedef kakma, kemik kaşık kullanılırken, Anadolu’da şimşir, kayın ve abanoz ağaçlarından yapılan tahta kaşıkla yemek yenirdi. Sultan Abdülmecid döneminde ise ilk defa Beylerbeyi Sarayı’nda, 1850 yılında masa düzenine geçildi. “

 

Büyük ilgiyle dinlenen konuşma sonunda BTKD Başkanı Maviş Fuchs, Sefire Sevcan Ertaş ve konuşmacı Nur Başnur'a davette bulundukları için teşekkür ederek, çiçek takdim etti.

Kutlama, konuklara iftar yemeğinin verilmesi ile son buldu.