Türkiye, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 102’inci yıl dönümünü kutluyor.

 


Fotoğraflarla Bursa'da 30 Ağustos coşkusu
Bursa’da kutlamaların ilk adresi Heykel oldu. Atatürk Anıtı’na çelenk bırakma töreninin ardından İstiklal Marşı okundu.

 

 

Törene Bursa Valisi Erol Ayyıldız, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, CHP Bursa Milletvekilleri Hasan Öztürk ve Orhan Sarıbal, gaziler ve şehit ailelerinin yanı sıra askeri heyet ve çok sayıda vatandaş katıldı.

 

 

Tebrik kabulünün ardından geçit töreni yapılırken, program Tarihi Valilik Binası’nda düzenlenen program ile sona erdi.

 

 

TARİHTE EŞİNE AZ RASTLANIR BİR ZAFER

 

Personel Yüzbaşı Mustafa Çetin, günün anlam ve önemine dair yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi: “Asil Türk milleti, kahraman Türk ordusuyla birlikte varlığına ve vatanına kastedenlere karşı 102 önce bugün kahramanlık dolu tarihinden aldığı kudretiyle yeniden dirilerek topyekûn bir varoluş mücadelesi sonucunda eşine tarihte az rastlanır bir zafer kazanmıştır. Aziz yurduna ve bağımsızlığına katleden işgal kuvvetleri karşısında Türk ordusunun ortaya koyduğu eşsiz bir eser olan bu zaferin her safhası tek tek düşünülmüş, hazırlanmış ve yönetilmiştir. Bin dokuz yüzlü yılların başlarında meydana gelen büyük devletler karşısındaki çıkar çatışmaları dünyada gelişen fikir akımları, sanayileşme gibi gelişmeler sonucunda Birinci Dünya Savaşı çıkmış, müttefiklerin aldığı ağır yenilgiler sonucu Mondros Mütarekesi imzalanmıştır. Anlaşma ile bin yıldır üzerinde can vererek yurt edindiğimiz Anadolu toprakları o dönemin büyük devletleri ve onların maşaları tarafından işgal edilmiş, ayrıca tarihimize kara bir leke olarak geçen Sevr Antlaşması ulusumuza dayatılmıştır. İşgal güçleri girdikleri her yerde adeta tarihi kinlerini kusarcasına, kadınımıza, yaşlılığımıza ve çocuklarımıza, dünyada eşine az rastlanır, işkenceye, zulüm ve hakaretlerde bulunmuşlardır. Üzerimizde kara bulutların dolaştığı bir ortamda Mustafa Kemal Atatürk ve onun dava arkadaşları bağımsızlık meşalesini yakarak ya istiklal ya ölüm parolasıyla aydınlığa giden yolu aralamışlardır. Bu bağımsızlık ve aydınlık mücadelesinin ilk hedefi son neferine kadar düşmanı güzel ve kutsal vatanımızdan atmak şeklinde belirlenmiştir. Özellikle Sakarya Meydan Muharebesi’nde milletimizin istiklali uğruna kanının son damlasına kadar mücadeleye devam ettiği ispatlanmıştır. Artık dünyanın en kahraman, en savaşçı milletine düşen görev düşmana son darbeyi vurmak olmuştur. Mustafa Kemal Paşa’nın başkomutanlığı altında Türk kuvvetleri düşmana beklemediği bir yerden geçerek stratejik sahada düşmanı aldatmayı başarmıştır. Avrupalıların altı ayda geçinemez dediği Afyon mevzilerini üç günde geçerek otuz Ağustos’a gelindiğinde düşman kuvvetlerinin önemli bir bölümünü imha etmiştir. Bu Büyük zafer ile düşmana son darbede vurulmuştur. Ardından icra edilen takip harekatıyla 9 Eylül’de düşmanı İzmir’de denize dökülmüştür. Dünya tarihçileri Büyük Taarruz için şu ifadeyi kullanmışlardır: Türkler Mohaç Meydan Muharebesi’nden yüzyıllar sonra yine parlak bir imha muharebesi kazandılar. Bu muharebelerde Türk ordusu çok kısa bir sürede kendisinden üstün düşman kuvvetinin büyük bir bölümünü imha ve esir etmiştir. 30 Ağustos’un gerçek anlamını ve önemini büyük zaferin yıldönümünde Dumlupınar’ın Çağ Tepesi’nde yapılan törende Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün verdiği söylerden görüyoruz. Hiç şüphe etmemelidir ki yeni Türk devletinin genç Türk Cumhuriyeti’nin temeli burada taçlandırıldı. Bu saha Türk kanları bu semada uçan şehit ruhları devlet ve Cumhuriyetimizin ebedi muhafızlarıdır. Harpler yalnız karşı karşıya gelen iki ordunun çarpışması değildir. Meydan Muharebesi milletlerin bütün varlığı ile Bilim ve fen alanlarında yükselmeleriyle, ahlaklarıyla, kültürleriyle, kısaca bütün maddi ve manevi kudretleriyle çarpıştığı bir imtihan meydanıdır. İşte kazanılan zaferi, muhteşem kılan unsur, harbin, kadın, yaşlı demeden, milletçe topyekûn bir savaş olarak görmesini icra etmiş olmasıdır. Türk ulusu bu meydandan da ulu önderinin liderliğinde alnının akıyla çıkmayı başarmıştır. Türk tarihine altın harflerle yazılan günümüze kadar yansıyan çok önemli siyasi ve askeri sonuçları olmuştur. Ve bu sonuçların günümüze de yansımakta olduğu gözlenmektedir. Bu zafer de Türk ulusunun son nefese kadar yok edilmedikçe Türk’ün elinden alınamayacağı Türklerin yalnız askeriyle değil milletiyle topyekun olarak savaştıkları bir kere daha ispatlanmıştır. 30 Ağustos zaferi Türk ordusuna silahlı kuvvetler günü olarak armağan edilmiştir Türk Silahlı Kuvvetleri ülkemizin huzur ve bekasını sağlamak, bölgemize ve dünyada sürekli barışın tesisine katkıda bulunmak için tarihinden ve milletinden aldığı güçle modern silah ve teçhizatıyla güçlü ve dinamik personeliyle ulaştığı yüksek eğitim seviyesiyle azimli ve kararlı komuta kademesiyle dostlarının ve ülkemizin güvencesi düşmanlarımızın korkulu rüyası olmaya devam etmektedir. Dünyanın sayılı güçlerinden birisi olan silahlı Kuvvetlerimiz her zaman her yerde ve her şartta verilecek görevi ifaya hazırdır. Milli egemenlik, milli şuur ve tam bağımsızlık esasına dayanan Atatürk ilkeleri bugüne kadar olduğu gibi gelecekte de Türk Silahlı Kuvvetlerimize rehber olmaya devam edecektir.”

 

30 Ağustos Zafer Bayramı coşkusu, akşam saatlerinde Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ve Heykel’den başlayacak fener alayı yürüyüşü ile devam edecek. Kültürpark’ta sona erecek fener alayının ardından Bursalılar 30 Ağustos coşkusunu Millet Bahçesi’nde Nilüfer konseri ile yaşayacak.