Çadır ve Branda denince Bursa'da ilk akla gelecek firmalardan biri de Bayram Çadır Ahmet Bayram'dır.

Dört metrakarede  başlayan çalışma hayatında önce pazarcılar için yapılan  branda ve çadırların ardından bugün  kapalı alanı 1000 metrekareyi aşan işyerindeülke ve kent genelinde  camilerden tutun, fabrikalara, çay bahçelerine, iftar çadırlarına, bankamatik tentelerine kadar bir çok alanda tente ve benzeri işlerde Ahmet Bayram'ın imzası vardır.

Benim kendisi ile tanıştığmda dediğim şu ifadeyi unutamam: Bayram Çadır ismi bugün  Ahmet Bayram'ın oldukça önünde demiştim. Bu haftaki röportajımızda Ahmet Bayram'ın Keles'in Menteşe köyünde başlayıp çıktığı hayat yolculuğunda başarı merdivenlerini nasıl tırmandığını kendi ağzından öğreneceğiz.

Severek okuyacağınıza inandığımız söyleşimizle  daha doğrusuAhmet Bayram'ı sizlerle başbaşa bırakıyoruz.

 

 

 

 


ÖNCELİKLE SİZİ TANIYABILIRMIYIZ?

 


Ben Ahmet Bayram, 1966 yılında Bursa'ya 80 km uzaklıkta havası sert, insanları mert olan Keles Menteşe köyü'nde doğdum.

Hayat mücadeleme eskilerin tabiri ile kuru ayazda başlayıp ardından Bursa'da devam ettim.

İlkokulu bitirdikten sonra ekmeğimizin peşine düşmek için önce zanaat öğrenmek, ardından öğreneceğim zanaatla insanımıza hizmet etmek için soluğu Bursa'da aldım.

 


MESLEĞE KAÇ YILINDA NASIL BAŞLADINIZ?

 


Köy şartları zor olduğundan Bursa’ya bizden daha önce göç eden tabiri caiz ise öncü olan ağabeyimin yanına yerleşerek başladım.

Kısaca ilkokulun ardından  zanaat sahibi olma adına 12 yaşında Bursa'ya geldim,

Meslek hayatıma da branda ve çadır işinin ustalarından olan her zaman Allah razı olsun dediğim Mümin Ustanın yanında yanında çırak olarak iş hayatına başladık.

Zor yıllardı. 1978 yılıydı hem köyden gelmişim hem de Bursa'yı yeni yeni tanımaya başladığımız yıllardı. Bir yandan zanaat öğrenmek istiyor bir yandan da köyümü özlüyordum.

Şimdilerde 12 yaşında çocuğu bakkala tek başına göndermiyoruz. Ben ise o zamanlarda Soğanlı'dan işyerime yürüyerek gittiğimi hatırlıyorum  Her gün 3 -4 km yürüyordum. İşe gidiyordum.  İşte de sabırla ustamın bir dediğini iki etmemeye çalışıyordum.

Brandanın iyisi nasıl ilmek ilmek işlenir her şeyi öğrenme adıma ustamı soru bombardımanına tutardım.

Ben usanmadan sorar o da Allah razı olsun herşeyi anlatırdı. Mesleğimi öğrendikten sonra yaptığım güzel işlerden dolayı herkesten tebrik alıyordum. Bu tebriklerni cesaretlendiriyor sonrasında ise kendi işimi açmak için kolları sıvadım.

Ardından ilk işyerimi açmak için karar verdim. İşyeri açmak için ilk şartın ustamdan doğru zaman, doğru yer prensibini duymuştum. Sonrasında ise doğru yerin Tahtakale'deki Köylü halinden sonra yeni halin açılması ile Elmasbahçeler Mahallesi olduğuna karar verdim. İlk işyerimiYeni Halin karşısına açtım.

 


İŞ KONUSU OLARAK NELER YAPIYORSUNUZ? HANGİ SEKTÖRLERE HİTAP EDİYORSUNUZ?

 


İlk dükkanımı Elmasbahçeler mahallesinde açtığımda çadır-branda sektöründe fazla çeşitlilik yoktu. O zaman sebze hali bugünkü Bursa Büyükşehir Belediyesinin olduğu yerdeydi. Sebze halinden dolayı kamyon-kamyonet brandası, pazar şemsiyesi ve pazar brandalarını yoğunlukta yapıyorduk. Sonrasında şartların gelişmesiyle bizlerde piyasayı takip ederek, kendimizi geliştirerek iş kollarımızı genişletmeye çalıştık. Küçük Sanayi Sitesinde daha büyük yere geçmek zorunda kaldık. Ağırlığımızın olduğu iş alanları; mafsallı tente, pazar brandası, pazar şemsiyesi, büyük kafe restoran şemsiyeleri, gölgelikler, şeffaf branda kapamaları, fabrika kapatmaları, depo çadırları. Bunlar yoğun olarak çalıştığımız iş konuları.

Bizim mesleğimizde hitap ettiğimiz belirli sektör yok. Güneşten, yağmurdan, rüzgardan korunmak isteyen, depolama alanına ihtiyacı olan, köyde saman alıp yağmurdan korumak isteyen çiftçiye bile hitap ediyoruz.

 


MESLEĞİNİZİN İNCELİKLERİ NELERDİR?

Bizim mesleğin en önemli inceliği kaliteli malzeme kullanmak. i malzemenin iyi bir şekilde işlenmesi gerekiyor.

Yağmurda, karda, fırtına da yaptığımız işin hasar görmemesi, şart. Bunun için de olmazsa olmazımız sabırla, disiplinli bir şekild e verilen sözü tutmak ve iyi gözlem bizim mesleğin incelikleridir. Bayram Çadır olarak söz verdik mi yaparız , Yapamayacağımız işin de sözünü vermeyiz. Bizim için olmazsa olmazlardan biri de term tarihlri. Bu noktada şu ana kadar hiç bir müşterimizi mağdur etmedik...

 


MESLEĞİNİZİN ZORLUKLARI NELERDİR?

Meslek anlamında mesleğimizde geçmişte bizden beklenen sadece çadır-branda işiydi. Biz brandayı kesip biçiyor ve dikiyorduk. İskelete yerleştiriyorduk. Müşterilerin beklentileri zamanla değişti. Tüm işin tek eldn çıkma beklentileri oluştu. Bizler de o beklentilere yanıt verebilme adına iskelesini demir aksamı da bizden istenmeye başlandı.

Bizler de bu ihtiyaca cevap verioruz. Zaman zaman iş yoğunluğunda kaynakçı ve demir doğramacı sıkıntısı yaşıyoruz. Fakat termdeki sözümüzü tutma adına daha fazla çalışarak bu eksiğimizi kapatmaya çalışıyoruz.

 

 

 

İŞGÜCÜ ANLAMINDA ELEMAN İHTİYACINIZ KARŞILANABİLİYOR MU? KARSILANMIORSA ÖNERİLİRiNİZ NELER?

 


Belli bir yere kadar karşıladı. Önceden çıraklıktan başlayıp usta olana kadar yanımızda çalışanlarımız vardı. Kimisi emekli oldu kimisi kendine dükkan açtı. Ama şu anda giden personelimizin yerine eleman koyamıyoruz, yetiştiremiyoruz. Her sektörde olduğu gibi bizim sektörde de eleman yetişmiyor artık. Şimdiki nesilde sabır yok. Herkes kolay iş ve çok paranın peşinde. Sosyal medyanın çok genişlemesi gençleri bazı şeylere özendiriyor. Bir de herkes üniversite mezunu, liseler zorunlu hale geldi. Liseden mezun olan belli bir yaşa gelmiş oluyor ve bir zanaat öğrenmek istemiyor. Daha kolay yoldan para kazanmanın derdinde.

O açıdan kesinlikle yapılması gereken meslek liseleri ve çıraklık mesleki okullarına bizlerin apmış olduğu işlerle ilgili olarak bağımsız bölümler açılmalı. Bu açılırsa eleman sorunumuz biter...

 


YENİ NESİLE BU MESLEĞİ ÖNERİR MİSİNİZ?

Ben şu an oğlumla beraber çalışıyorum. Benden sonra bayrağı o devralacak. Yeni nesile de öneriyorum.

İşimiz aslında çok keyifli belirli kalıpta iş yapmadığımız için her şeyi öğrenmeye kendini geliştirmeye açık bir meslek.

Zanaat sahibi olan kişi sayısı günden güne azalıyor. Bu saatten sonra elinde mesleği zanaatı olan kişiler daha güzel yerlerde olacak diye düşünüyorum.

 


SON OLARAK BU MESLEĞİ YAPMAK İSTEYENLERE NELER ÖNERİRSİNİZ?

 


Yaptıkları işi hakkıyla yapsınlar. Disiplin hoşgörü saygıyı elden bırakmasınlar. Dürüst ve sabırlı olsunlar.