İnşaat Müteahhitleri Sanayici ve İş İnsanları Derneği (İMSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Andıç, açıklanan konut satış verileriyle ilgili değerlendirmede bulundu.

Dünyada ve Türkiye’de belirsizliklerin kanıksandığı bir dönemden geçildiğini belirten Andıç, konut satış verilerinin halkın gayrimenkulü en güvenli liman olarak gördüğünü yansıttığını söyledi. Andıç, “2021 yılının özellikle son iki ayının güçlü konut satışlarıyla bitmesi, bizim son üç yıldır söylediğimiz, ‘gayrimenkul almak güvenli limandır’ söylemimizi halkımızın artık kabul ettiğini gösteriyor. Gayrimenkul yatırımcıları, artan inşaat maliyetlerini ve bunun maalesef devam edebileceğini görmüş ve gecikmeden konutunu alma adımını atmışlardır. 2022’ye kendi konutunda girmek isteyenler, gayrimenkul fiyatlarının bugün için pahalı ama yarın için ucuz olduğunu öngörerek, birikimlerini gayrimenkul alma yönünde kullanmışlardır” dedi.

 

KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ ZORLAŞTIRACAK

Başkan Andıç, konut satış verilerine bakıldığında Türkiye’de son beş yıldır, birinci el ev satışlarının azaldığını, ikinci el ev satışlarının ise arttığını kaydederek, şöyle devam etti:

“Geride bıraktığımız 2021 yılı, son beş yılda en az birinci el, en çok ikinci el ev satılan yıldır. Bu bize halkımızın birinci el ev alamadığını, ev alabilenin de ancak ikinci el alabildiğini gösteriyor. Bu ise, halkımızın tekrar başını sokacak bir evi yeterli görmeye başladığına işaret etmektedir. Ancak deprem riski taşıyan ikinci el konutlara gösterilen bu ilgi, kentsel dönüşümü zorlaştıracaktır. Ülkemizin depremselliğini hatırlayacak olursak, ikinci el konut satışlarındaki her artışın, kentsel dönüşümün önüne ilave setler ördüğü ortadadır. Ülkemizde öncelikli olarak dönüştürülmesi gerektiği Bakanlıkça belirtilen 6,7 milyon konut var. Bu nedenle devletimizin kentsel dönüşüme gerek maddi, gerekse insan kaynağı olarak muhakkak kaynak ayırmasını ve fiiliyatta uygulanmayan kentsel dönüşüm yasasının müteahhitlere ve vatandaşlara sağladığı hak ve muafiyetlerin fiiliyata geçmesini özellikle önemli görüyoruz.”

 

TİCARİ KREDİ FAİZLERİNİN SÜBVANSE EDİLMESİ TARTIŞMAYA AÇILMALI

İlk vakanın tespit edilmesinden bu yana, dünyada ve Türkiye’de ekonomilerin pandemiden daha az etkilenmesi için izlenen parasal genişleme politikalarının enflasyon getirdiğinin şu günlerde anlaşıldığını ifade eden Başkan Andıç, “Bu nedenle parasal daralma önlemleri dünyada ve ülkemizde tartışılıyor. Ancak ülkemizde reel sektörün ayakta kalabilmesi için kredilerin kısıtlanmaktan çok, bilakis reel sektöre dönük kredilerin faizlerinde sübvansiyonun tartışmaya açılması gerektiğine inanıyoruz. Şöyle ki, ülkemiz ekonomisinin taşıyıcı sektörlerinden olan ve en temel insan ihtiyaçlarından biri olan barınma ihtiyacına cevap veren inşaat sektörünün, dövizdeki artışı aşan zamlarla baş edebilmesi ve üretmeye devam edebilmesi için, kredilerin kısıtlanması bir yana, bilakis üretim yapan inşaat firmalarının kullanacağı ticari kredilerin faizlerinin sübvanse edilmesinin tartışmaya açılmasını önermekteyiz. Ayrıca, belediyelerin yeni imarlı alanlar açmaya teşvik edilmeleri, iç piyasa ihtiyaçları karşılanmadan inşaat malzemelerinin ihracına izin verilmemesi ve fiyat artışlarının dizginlenmesi, halkımızın uygun fiyatlı konut alabilmesini sağlayacaktır” diye konuştu.