TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi, 17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi’nin 25’inci yıl dönümünü anmak amacıyla BAOB Yerleşkesi’nde basın açıklaması gerçekleştirdi.
Tarihin en büyük afetlerinden biri olan Gölcük depreminin üzerinden çeyrek asır geçtiğini belirten İMO Bursa Şube Başkanı Serdar Atilla Erdem, “Gölcük merkezli 7,4 büyüklüğündeki deprem başta Marmara bölgesi olmak üzere tüm Türkiye`yi derinden etkilemiştir. Yalnızca can ve mal kayıpları itibariyle değil meydana geldiği bölgenin, sanayinin ve nüfusun yoğunlaştığı bir coğrafya olması dolayısıyla depremin ekonomik sonuçları da ağır olmuştur. Tüm ülkeyi sarsan bu afetin ardından depremlere yönelik konular kamuoyunda yoğun bir şekilde tartışılmış, depremlere yaklaşımın yalnızca afet sonrası müdahale ve yara sarma faaliyetleriyle sınırlı tutulamayacağı, depremlere hazırlık çalışmalarının enine boyuna değerlendirilerek kalıcı çözümler üretilmesi gerektiği konusunda bir konsensus oluşmuştur. Nitekim devam eden süreçte birçok kamu kurum ve kuruluşu, üniversiteler ve meslek odalarınca depreme yönelik hazırlık, güvenli ve sağlıklı kentleşme konularında bilimsel-teknik çalışmalar yapılmış, raporlar hazırlanmış, eylem planları oluşturulmuştur. Ancak afete hazırlık konusunda yürütülen tartışmalar zamanla gündemden çıkmış, yapılan onca bilimsel-teknik çalışma ise kurumların tozlu raflarında unutulmaya terk edilmiştir” ifadelerini kullandı.
“DEPREMLERİN ACI SONUÇLARI HALA SICAK, HALA İÇİMİZİ YAKIYOR”
İMO Bursa olarak deprem gerçeğinin unutulmaması, gerekli tedbirlerin alınması için bir an önce harekete geçilmesi gerektiğini ısrarla hatırlattıklarını dile getiren Başkan Erdem, “Büyük Marmara depreminin 25. yılında her yıl olduğu gibi bir kez daha uyarmaya devam ediyoruz. Uyarılarımızda ne kadar haklı olduğumuzu görmek için bu 25 yılda yaşanan diğer depremlerin yıkıcı sonuçlarına bakmak yeterlidir. 1855 Bursa Mustafakemalpaşa depremini unutmadığımızı belirterek, 1 Mayıs 2003 Bingöl depremi, 23 Ekim-9 Kasım 2011 Van depremleri, 24 Ocak 2020 Elazığ Sivrice depremi ve 30 Ekim 2020 İzmir depreminde binlerce kişi hayatını kaybetti, binlerce yapı yerle bir olurken kentlerin altyapıları çöktü, haftalar, hatta aylarca deprem bölgelerinde yaşam normale dönemedi. 6 Şubat 2023 depremlerinin acı sonuçları ise hala sıcak, hala içimizi yakıyor” dedi.
Erdem sözlerini şu şekilde sürdürdü:
Görüldüğü gibi, bizler her 17 Ağustos’ta ülkemizin yapı stoku, yapı üretim ve denetim süreci başta olmak üzere depreme hazırlık konusundaki uyarılarımızı ne kadar vurgulasak da alınmayan tedbirler, görmezden gelinen deprem gerçeği sonucu can ve mal kayıpları yaşanmaya devam etmiştir. Orta ölçekli sayılabilecek depremlerde bile can kayıplarının ve bina hasarlarının bu kadar büyük olması adeta 6 Şubat Depremleri öncesi bir uyarı niteliği taşımıştır. Ancak ne yazık ki bu uyarıların da dikkate alınmaması, afet yönetiminin yeterli nitelikte yapılamaması, kentsel dönüşüm uygulamalarının deprem gerçeğinden ziyade ekonomik kaygılarla yapılmış olması 6 Şubat 2023 depremlerinde acı sonuçları ortaya koymuştur.
“YAPI STOKUMUZ ALARM VERİYOR”
Depremlere hazırlık çalışmalarının başında yapı stokunun iyileştirilmesinin geldiğini söyleyen Erdem, “Oysa ülkemizde yapı stokunun durumu tam anlamıyla belirsizlik içindedir. Öyle ki Türkiye’de yapı stokunun sayısı, bunların ne kadarının riskli olduğu bile tam anlamıyla bilinmemektedir. TBMM`nin İzmir Depremi sonrası kurduğu Araştırma Komisyonun Temmuz 2021 tarihli raporuna göre Türkiye`de 10 milyon civarında olan yapı stokunun 6-7 milyon civarında olan kısmı riskli yapı statüsündedir. Yine TBMM’nin Kahramanmaraş Depremleri sonrası kurduğu Araştırma Komisyonunun 6 Şubat Depremlerine ilişkin hazırladığı Mayıs 2023 tarihli raporuna göre son 11 yıl içerisinde ülke genelinde 238 bin civarında riskli yapının “Kentsel Dönüşüm” uygulanarak yenilenmesi sağlanmıştır. Telaffuz edilen riskli yapı tahminlerinin yanında, 238 bin sayısı oldukça yetersizdir. Şehrimiz için de durum pek farklı değildir” şeklinde konuştu.
“TÜM BURSA İÇİN KENTSEL DÖNÜŞÜM STRATEJİ BELGESİ ÇIKARILMALIDIR”
Erdem, “Bursa, hem doğumlara bağlı nüfus artışı hem de göçlerle büyümeye devam etmektedir. 2023 yılı TÜİK verilerine göre 95.935 kişi ile Bursa en fazla göç alan 5’inci şehir olmuştur. Gelen göçün barınma ihtiyacı doğru yönetilememiş ve bu ihtiyacın karşılanması açısından kaçak ve mühendislik hizmeti almadan yapılan yapılar ve hatta mahalleler oluşmuştur. Elimizdeki yapı stoğunun durumunu tahmin edebilsek de gerçek veriler elimizde yoktur. Bu sebeple ilk yapılacak iş mevcut yapı stoğunun tüm Bursa’da tespiti ve kentsel dönüşümde öncelikli bölgelerin belirlenmesinde kullanılmasıdır. Bu çerçevede Yapı Stoğu Envanteri çıkarıldıktan sonra tüm Bursa için bir Kentsel Dönüşüm Strateji Belgesi çıkarılarak acilen Kentsel Dönüşüm Kriterleri tüm kentimiz için aynı olacak şekilde belirlenip 1.Derece Riskli Bölgelerden başlayarak uygulama sürecine geçilmelidir. Kentsel dönüşüm parsel bazlı değil mahalle bazlı, bütüncül bir yaklaşımla yapılmalı, süreç Büyükşehir Belediyemiz önderliğinde, şeffaf bir şekilde, Meslek Odalarının, Kamu Kurumlarının içinde olduğu, ortak akılla yapım yöntemi belirlenerek bir an önce hayata geçirilmelidir. Bu süreç yaşanırken halkımız riskin büyüklüğü konusunda ikna edilmeli, eğitilmeli ve kentsel dönüşüme katkı koymaya hazır hale getirilmelidir” diye konuştu.
BAŞKAN ERDEM, DEPREM AFETİNDEN KORUNMANIN YOLLARINI SIRALADI
Depreme dayanıklı binaların yapılmasının başlıca unsurlarını sıralayan Erdem, bina muayene sisteminin mühendisleri koruyacağını, yapı sürecinde şantiye şefinin önemini vurgularken, yapı denetim sisteminin geliştirilmesi gerektiğinin de altını çizdi. Erdem, “Deprem afetinden korunmanın yolu: Depremden Önce: Doğru planlama ve etüt, Güvenli yapılaşma, Acil eylem planları oluşturma, Eğitim ve toplum bilincini geliştirme, Binalarda eşyaların sabitlenmesi. Deprem Esnasında: Bina içinde davranış şekli, Hayat üçgeni. Depremden Sonra: İlk yardım, Arama kurtarma, Güvenlik Bu çerçevede yukarıdaki gerekçelerle İMO Bursa Şubesi olarak diyoruz ki; “Farkında ol, İnşaat Mühendisi ile deprem öncesi tanış ve hazırlıklı ol!” Doğru etüt ve proje, doğru uygulama, doğru denetim için İnşaat Mühendisi demeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
BURSA’NIN YAPI STOKU BELİRLENDİ Mİ?
Envanter çalışmalarının yapıldığını söyleyen Erdem, “Nilüfer ve Yıldırım Belediyesi ile yaptığımız protokol sonucunda biz envanter çalışmalarımızı yaptık. Nilüfer ve Yıldırım’daki yapı stoğu elimizde vardı. IMO Bursa Şubesi kamu binalarının güçlendirilmesi yönünde de harekete geçti. Bursa da Büyükşehir Belediyesi JICA ile bir çalışma yaptı. Bursa’daki yapı stokunun bina bina tespitinin yapılmasını istiyoruz. Bizim talebimiz Bursa’da yaklaşık 500 binin üzerinde yapı stoku var. Bina bina gezerek envanterinin çıkarılmasını söyledik. Depreme karşı ne kadar direnç göstereceğini görmüş olacağız. IMO Bursa’nın bunu yapacak etkin kadroları var. Bursa’nın bir yıllık bir süreçte envanter çalışmalarının ve yapı stokunun çıkarılacağını düşünüyoruz. Bir an önce de Bursa’nın bunu yapması ve örnek olması lazım. JICA’nın yaptığı çalışmalar daha çok zemin üzerinde yaptığı çalışmalar. Bursa’nın yüzde 65’i riskli diyorlar. Biz de bunu daha noktasal yapalım ve tüm binaların depreme ne kadar direnç göstereceğini belirleyelim, diyoruz. Kent anayasasını ve kentsel dönüşüm çalışmalarında bu bize göstermiş olacak” şeklinde açıkladı.
Başkan Erdem, Ağustos ayının sonunda ‘Bursa Vizyonu’ adı altında, yürüttükleri çalışmalar sonucunda kent sorunlarının sıralanacağı bir toplantı gerçekleştireceklerini de belirtti.